21 Şubat 2014 Cuma

Gözleri Aşka Gülen - Juanito'nun hikayesi

        “Los Alcarson” Fransız bir müzik grubudur. 1960’lı yıllarda çıkardıkları bir İspanyolca albüm kısa sürede dünyada büyük ilgi görürken, özellikle Türkiye’de listelerde birinci sıraya oturur. Bunun üzerine grup üyeleri Türkiye’ye gelip sevenleriyle tanışma ve onlara konser verme kararı alarak Lyon’dan İstanbul’a gelmekte olan “Orient Express”e atlar. Oradan da yine trenle ilk konser verecekleri yer olan Ankara’ya geçeceklerdir. Tesadüf bu ya, trende İstanbul’a gitmekte olan Ermeni asıllı bir Türkiyeliyle tanışırlar. Kendilerini tanıttıktan sonra Türkiye’ye gitme sebeplerinden bahsederler ve konserde bir Türkçe parça okumak istediklerini söyleyerek o dönem Türkiye’deki en popüler şarkıyı sorarlar. Tanıştıkları kişi grup üyelerinin o dönem Türkiye’de oldukça popüler olan Zeki Müren’in “Gözleri Aşka Gülen” şarkısının sözlerini ve melodisini kaleme dökmelerine yardım eder. Grup üyeleri uzun süren yolculuk boyunca bu şarkıya çalıştıktan sonra Sirkeci Garı’na indiklerinde şarkıyı sahnede söylemeye hazırdırlar bile.

        İlk konser aynı günün akşamı Ankara’dadır. Konser verecekleri salonda büyük bir kalabalığın yanı sıra Dario Moreno da vardır. Los Alcarson “Gözleri Aşka Gülen”i söylerken salondan büyük bir ilgi ve alkış görür. Bu yoğun ilgi üzerine Türklere çok ısınan ve Türkiye’yi çok seven solist Juanito grubundan ayrılarak Türkiye’ye yerleşmeye karar verir. Bu fikrini ilk açtığı kişi olan babası ise şu sözlerle destekler oğlunu: “Oğlum sen zaten Tunus’ta doğdun, yani bir yerde Osmanlı’sın. Şu anda da aslında özüne dönüyorsun. Ben bundan mutluluk duyarım."

        Juanito 3 ay gibi kısa bir sürede Türkçe öğrenir, İstanbul’da ve Dario Moreno sayesinde Ege Bölgesi’nde birçok konser verir, özellikle o dönem Fecri Ebcioğlu’nun başını çektiği kişilerle birlikte çalışarak Fransızca’dan çevrilen bir çok şarkıyı kırık Türkçesiyle seslendirir ve herkese sevdirir. Sonrasında ise ses tellerinden geçirdiği bir rahatsızlık üzerine müzik kariyerine nokta koymak zorunda kalır ve tıpkı Türkiye’ye gelişi gibi yine sessiz sedasız bir şekilde ayrılır bu topraklardan.

        Belki farkında olmadan bir şarkısına bir yerlerde çalarken denk gelmişsinizdir, ama eminim bugün bu topraklarda, özellikle genç nüfusun çoğu Juanito’nun bu farklı hikayesinden hatta varlığından dahi haberdar değildir. Bundan dolayı ben de kısa süre önce tesadüfen keşfettiğim,  bugün Paris sokaklarında taksicilik yapmakta olan bu güzel adamı insanlara tanıtmak için uzun zaman sonra bloga yazmaya geri dönerken, onu Türkiye’de ünlü yapan şarkıyı ise “gözleri aşka gülen” sevdiceğime ithaf etmek istedim. İyi dinlemeler :)